SIK SORULAN SORULAR

  1. ACISIZ KESİM NEDİR ?
    Acısız kesim yöntemleri hayvanın kalbinin çalışmasını durdurmaksızın acı duymasını önleyecek şekilde geçici bilinç kaybı oluşturan yöntemlerdir. Bu yöntemlerle kesim sırasında hayvanın korku, acı ve sıkıntılarının azaltılması hedeflenir. Küçükbaş hayvanlarda elektroşok yöntemi , büyükbaş hayvanlarda ise mil yöntemi ile bayıltma işlemi uygulanmaktadır. Hayvanın, alnına, hava basıncıyla çalışan bir sistem sayesinde bir mil girip çıkıyor. Bu işlem, hayvanın hayati fonksiyonlarına etki etmeden yani onu öldürmeden bilinç kaybına neden oluyor. Hemen ardından, bıçakla boğazı kesiliyor ve kanı akıtılıyor.

  2. KLASİK YÖNTEM KESiMİNDE HAYVAN ACI HİSSEDER Mİ?
    Klasik kesimlerin hayvanda ciddi acı ve strese yol açtığı bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Bayıltılmadan yapılan kesimler, acı alıcılarının yoğun olarak bulunduğu deri, deri altı, kas dokusu ve gırtlak gibi dokularda ciddi acılara neden olur. Sadece bıçak acısı değil, kan kaybının ardından kan basıncının düşmesi, bilinci henüz açık olan hayvan tarafından hemen fark edilir ve bu durum hayvanın korkmasına ve telaşlanmasına yol açar. Yine nefes borusundaki kanama nedeniyle hayvanın kendi kanını soluması bilinci hâlâ açık olan hayvanın akciğer bölgesinde yoğun acıya ve boğulma hissine neden olur. Kesim sırasında kan hızla tahliye edildiğinde, hayvan 60 saniye sonra bilincini yitiriyor ve acıları diniyor. Kan tahliyesi çok yavaş ise 15 dakikaya kadar bilinç devam edebiliyor. Bırakın 60 saniyeyi, bir saniye acı çekmek bile çok uzun bir süredir.

  3. ACISIZ KESİMİN DİNEN SAKINCASI VAR MIDIR?
    Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir. (Bkz. Müslim, Sayd ve Zebâih, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 12) Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. (DİYK 24. 02. 2010 tarihli karar; bkz. Mecma’u’l-Fıkh, Karârât ve Tevsıyât, 28 Haziran-3 Temmuz 1997 tarihli Karar, s. 314-318).

  4. ACISIZ YÖNTEM HAYVANI ÖLDÜRÜR MÜ?
    Toplumumuzda bayıltarak kesimle ilgili en fazla kaygı hayvanın öldükten sonra kesilmesi, kanın akmaması hakkındadır. Oysa kullanılan bayıltma yöntemleri hayvanı öldürmemektedir. Bu yöntemle kesilen hayvan bilinç kaybından değil, İslam Dininin de istediği şekilde, boğazı kesildikten sonra oluşan kan kaybından ölmektedir.

  5. USTA BİR KASABIN HIZLI BİR KESİM YAPMASI DA ACISIZ KESİM DEĞİL MİDİR?
    Kasabın becerileri ne olursa olsun kesim sırasında hayvanın ciddi acı ve stres yaşadığı bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Acı sadece boğazın kesilmesiyle sınırlı kalmamakta, solunan havayla akciğerlere çekilen kanla beraber boğulma ıstırabı da yaşanmaktadır. Ayrıca bilinçli kesimde sıra bekleyen hayvanlar, öndeki hayvanların çığlıklarını duyduklarından, geri kaçmaya çalışmakta ve oradaki eleman ise hayvanların geri kaçmasını engellemek için elindeki sopayı kullanmakta, bazıları da hayvanın arkasından genitaline elektrik akımı vererek ilerlemesini sağlamaktadırlar. İslami olan, hayvanı bayıltarak kesmektir.

  6. HAYVANIN HAREKETSİZ KALMASI ACISININ BİTTİĞİNE İŞARET EDER Mİ ?
    Hayvanın bağırmaması veya hareketsiz kalması acı çekmediği anlamına gelmez. Acı duyusunun ortadan kalkması için beyin ölümünün tam olarak gerçekleşmesi gerekir. Boğaz kesildikten sonra da bir süre beyin işlevleri devam eder. Hayvanın kan basıncındaki ani düşüşler nedeniyle kassal tepkileri azalır ve artık bağırma imkanı kalmaz; acıya karşı ifadeleri göstermesi mümkün olamaz. Kesilerek gövdesinden tamamen ayrılmış bir koyunun kafasına elektrotlar bağlayıp beyin dalgaları ölçüldüğünde (EEG) dakikalarca beynin ölmediği, acı duymaya devam ettiği saptanmıştır. Hatta bu kayıtlar kesik kafaya ait kulağın ortamdaki gürültüleri dahi duyduğuna işaret etmektedir.

  7. HAYVANIN KESİM SONRASI BİR SÜRE DAHA ACI ÇEKTİĞİ NASIL İSPATLANABİLİR?
    Beyin elektrosu çeken EEG cihazıyla çok rahat ispatlanabilir. Hayvan hareketsiz kaldıktan sonra yapılan EEG çekimleri, beyin ölümü olana dek hâlâ acı çektiğinin kanıtıdır. Hayvanın acı çektiğini test etmek de çok kolaydır. Hayvan kesildikten sonra bilinçliyse, dışardan gelen tehlikeleri algılamaya devam etmekte ve buna tepki vermektedir. Kesimden sonra saniye tutarak hayvanın gözüne dokunun. Hayvanın şah damarı kesilmiş olsa bile, gözüne dokunduğunuz an, gözüne gelen tehlikeyi algılayarak ve gözlerini kapayacaktır. Bu da hayvanın halen bilinçli olduğuna, ancak tüm nefes boruları kesilmiş olduğundan acıdan bağıramadığına işaret eder.

  8. AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE ACISIZ KESİM UYGULANMAKTA MIDIR?
    Avrupa Birliği, 22 Aralık 1993 tarih ve 93/119/EC sayılı direktifi ile hayvanların kesilmeden önce bayıltılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu konuyla ilgili daha eski tarihli 74/577/EEC ve 88/306/EEC sayılı direktifler de mevcuttur. Bu direktife göre “Havyanda bilinç kaybı oluşturulması ve acı duyumunun ortadan kalkması için, kesimden önce bayıltma işleminin uygulanması AB’nin resmi şartıdır (dini kesim için bazı Üye Devletlere belli istisnalar tanınmaktadır)” Bu zorunluluk aday ülkeleri de kapsamasına rağmen ülkemizde henüz uygulanmamaktadır.

  9. BEYNİN KESİM SIRASINDAKİ DURUMU NEDİR?
    Beyin 18 miliamper elektrikle çalışır. Beyin, kendi elektriğini kalpten pompalanan kan ile kendisi üretir. Beyin, oksijenli taze kan ve gıdayı alamayınca birkaç dakika içinde elektrik üretemez ve ölür. Ölmeden önce bayılmışsa hiçbir acı hissetmez. Bayıltmalı kesimdeki amaç beyindeki acı merkezlerini kapatmaktır. Beynin diğer işlemleri bayılma süresinde çalışmaya devam eder.

  10. GELENEKSEL KESİM – ACISIZ KESİM FARKI NEDİR?
    Acısız kesimde bayıltıcı, 2 salisede hayvanın bilincini kapatır ve hayvan bu esnada hiç bir acı hissetmez. Bayıltıcı uygulandıktan sonra hayvan rahatlıkla askıya alınabilir ve kesilebilir. Kan tahliyesinden sonra ise kalbi durur ve ölüm gerçekleşir. Hayvan bilinçli kesimde acı çekmektedir. Bunu, hayvanın korkmasından, acı içinde böğürmesinden, kaçmaya çalışmasından, ağlamasından, sıklaşan nefes alış verişinden, korkusunu altına dışkılayarak belirtmesinden, gözlerinin son derece açılmasından da kolayca anlarız. 

 

Başa dön